Etkili İletişim Kurma Yolları##Cino90##

cino90

Yeni Üye
Katılım
22 Eyl 2012
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
Puanları
0
S.a
Günlüğümü takip edenler bilirler; bu aralar “sosyal insan” kavramına takmış durumdayım . Bazı kavramları sizlerle aydınlatmaya çalışırken takıldığımız en önemli noktalardan biride insanların iletişim eksikliği oldu.
Bu eksikliğin değişik şekilleri sizlerinde başına gelmiştir. Bir ortama girdiğinizde insanlar birbirleri ile konuşurlarken siz bir kaç bile kelime edememekten yakınırsınız kendi kendinize. Sanki söyleyecek birşeyiniz yoktur onlara.
Yukarıda verdiğim küçük örnek her insanın başına gelmiştir, bu bir sorundan ziyada sadece eksikliktir.
Bu eksikiliği giderebilmek için bazı teknikler geliştirilmiştir. Yazının devamında bu tekniklere kısaca değineceğiz.

a) Konum Değiştirme Yöntemi: Benzer uygulamalar benzer sonuçları doğurur. Aynı yoldan gidersek aynı yere varırız. Sonucu değiştirmek istiyorsak uygulamayı ve davranışı da değiştirmemiz gerekir. Örneğin, konuşuyor­uz ve problem hala çözülmüyorsa o zaman konuşmayı sürdürmenin bir faydası yoktur. Hatta konuştukça durum daha da kötü olabilir. Böyle durumlarda konum değiştirmek gerekir demektir. Kısaca kaynak iken alıcı konumuna, alıcı iken kaynak rolüne geçmektir.

b) Doğru İletişim Kurma Yöntemi: Kendini en kolay ifade etme yöntemi, doğru konuşmak ve dürüst olmaktır. Bu teknik her devirde var olan ve sonsuza kadar yaşayacak bir iletişim tekniğidir. Yabancılar “Doğruluk en iyi politikadır”. İbn-i Sina: “Konuştuğunuzda daima doğruyu söyleyin, ama her doğruyu her yerde söylemeyin,” demiştir. Ne söylemek istediğimizi çok iyi bilmemiz ve doğru kelimeleri seçip kullanmamız gerekir. Doğruyu, doğru zamanda doğru biçimde ifade edebilmektir.

c)Paralel İletişim Kurma: İnsanlar genel olarak kendilerine benzeyenlerden hoşlanır. Benzerlikler üzerinde yoğunlaşmak yakınlaşmaya, farklılıklar üzerine odaklanmak ise çatışmaya götürür. Benzer davranış ve tutumla kurulan iletişime paralel iletişim veya ahenk kurma denilmektedir. Bu da göstermektedir ki, dostluk kurup geliştirmek için ya karşımızdakiyle aynı ya da onun bakış açısıyla dünyayı görmek gerekmektedir.
Paralel iletişim, iki farklı düşünceye göre değerlendirilmektedir. Birinci düşünce, kişilerin iletilere duyarlılıklarının farklı olduğu düşüncesinden hareketle bireyleri üç tipe ayırmaktadır. Bunlar; dokunsal, görsel ve işitseldir. Yani insanlar, algı kanalları görme, duyma veya dokunma konularında daha duyarlılar. Dolayısıyla görsel duyarlılığı olan bir kimse ile iletişimde bulunurken onun görselliğine hitap edecek unsurlar kullanmak gerekliliği savunulmaktadır. Böylece o kişiyle paralel bir iletişim kurulmaktadır. Aynı kişiye, güzel ve süslü laflarla hazırlanmış iyi bir sözel sunum yetersiz kalacaktır. Aynı düşünceyle dokunsal hassasiyeti olan birisine belki hiçbir şey söylemeden ve göstermeden sadece koluna girmek, sırtını sıvazlamak veya kucaklaşmak daha etkili olabilmektedir.
Paralel iletişim konusundaki ikinci yaklaşım aslında bu konuda temel olan yaklaşımdır. Psikolojide buna, “Transaksiyonel Analiz” denilmektedir. Buna göre insan kişiliği üç alt benlikten oluşmaktadır.

Bu benlikler; Ana-baba benliği, yetişkin benliği ve çocuk benliği şeklindedir. Bu benliklerin herbiri kayıtlı birer kaset olarak insan bilincinde yer etmiştir. Birey günlük yaşamında, olay ve durumlar veya kişilerle ilişkilerinde bu benlik kasetlerini kullanır. İşte paralel iletişim, karşılıklı iki kişi iletişimde bulunurken aynı benlik kasetlerini çalıyorlarsa mümkün olan, aksi takdirde paralel olmayan bir iletişim söz konusudur.

Olaylara Yaklaşımda Kullanılan, Kişiliğin Üç “Benlik” Durumu:

Anne-Baba (Ebeveyn) Benliğimiz: Kural koyan, koruyucu, eleştiren tarafımızdır. Diğer insanlara nasıl davranılması gerektiği konusunda öğütler veya emirler verir.

Yetişkin Benliğimiz: Bireyleşmiş ve akılcı yanımızdır. Gerçekliği dikkate alan, veri toplayan, değerlendiren, analiz yapan ve mantıklı sonuçlar çıkaran tarafımız. Kişiliğin akılcı yanıdır. Dış dünyadan ve yukarıda belirttiğimiz diğer benliklerde gelen verileri kodlar, işler ve gerçekçi bir şekilde bir davranış biçimi oluşturur.

Çocuk Benliğimiz: Duyguların ağır bastığı yanımızdır. Çocuk benliğimiz doğal çocuk ve uyarlanmış çocuk olarak ikiye ayrılır. Kişiliğimizin az gelişmiş ve çocuksu yanıdır. Doğal çocuk benliğimiz kişinin fiziksel ihtiyaçlarını gözetir. Tepkileri anlıktır. Eğitilmemiştir. Uyarlanmış çocuk benliği ise bağımlı ve eğitilmiş çocuktur.

Bir insan başka biriyle konuşurken kendi benlik durumlarının birinden, karşısındakinin benlik durumlarından birine doğru konuşur. Burada beklediğimiz ya da öğrenilmesini istediğimiz iletişimdeki iki kişinin yetişkin benlik durumlarını kullanmalarıdır.

d)Doğru Dili Kullanma: Yerine göre, “sen dili”, “ben dili” , ” biz dili”, “ego geliştirici dil” ve sevgi dili kullanılmalıdır. (Bu diller ve kullanımı ile ilgili bilgiler aile içi iletişim ünitesinde verilmiştir.)

e)İnsanları Değil Problemleri Karşımıza Alma: Kimilerine göre hayat, bir sorun çözme sürecidir ve günlük yaşam, bu sorunları çözmek için gösterdiğimiz çabalardan oluşur. Sorun çözerken insanları karşımıza alan bir tutum sergilediğimizde çatışma süreci başlar. Bu, işleri zorlaştırır. Oysa kişileri bir tarafa bırakıp sadece soruna (davranışa) yöneldiğimizde daha çok işbirliği kurma ve geliştirme şansı yakalayabiliriz. Kişi hakkında değil, durum (sorun) hakkında konuşmalıyız. Bu da, başkalarıyla daha kolay iletişim kurmayı ve beraberinde daha kolay çözümü getirir. Örneğin; Duygulara değil, davranışlara sınır getirmeliyiz. Öfkelenmen normal (anlayabiliyorum) ama cama/kapıya vurman uygun değil gibi.

f)Çatışmayı Değil, Toleransı ve Uzlaşmayı Öğrenme: İnsanları koruyan gerginlikler değil, esnekliklerdir. Bir düşünürün dediği gibi ” Sert olma kırılırsın. Yumuşak olma ezilirsin.” Esnek davranmayı öğrenmek iyi bir iletişim ve olumlu insan ilişkileri için gereklidir. Tolerans (esneklik) çatışmaları önler. Çatışma, “Ben böyle dedim, sen şöyle dedin ” gibi karşıdakini tökezletecek ve düşürecek horoz dövüşü tarzındaki davranışlardan (iletişimden) doğar. Dengede ise, kısaca herkes tahteravallinin bir tarafında ve karşısındakinin düşmeyeceği şekilde davranmasıdır.

Çatışmayı çözmek için daima bir noktaya yoğunlaşmalı ve esas konunun dışına çıkılmamalıdır. Genellikle bir mesele tartışılırken başka meselelere geçilerek eski defterler karıştırılarak çözüm yerine yeni problemler yaratılır. Bu durum sorunu büyüterek ve karmaşıklaştırarak içinden çıkılmaz hale getirir.

g) Güvenli Tutum Sergileme ve Tutumunu Kontrol Etme: Tutum her şeydir ve her durum bizim davranışımıza göre şekil alır. Başkaları ile sağlıklı iletişim kurmak isteyen kişinin yapabileceği en önemli davranış doğru iletişim kurmaktır.

Karşımızdakinin ne söylemesini istiyorsak, ona, öyle söylemeli ve davranmalıdır. Bir insanın bize “Evet” veya “Hayır” demesinde bizim onunla kurduğunuz iletişim, belirleyici olmaktadır.

İnsan davranışları, genellikle psikolojideki karşılılık ilkesine göre işler. Bunun sonucu olarak, karşımızdakilerin davranışlarını, büyük ölçüde bizim onlara gösterdiğimiz davranış belirlemektedir. “Saldırgan”, “Çekingen” yoksa “Güvenli tutum” mu sergiliyorsunuz? Alacağımız tepki, bu tutumlardan hangisini gösterdiğimize bağlı olarak değişecektir. Mevlâna, “Dünya aksi seda veren bir dağa benzer, ona ne gönderirseniz size, aynısını gönderir” der. Bu üç tutumun iletişim açısından sonuçlarına bir göz atalım.

· Saldırgan tutum: Kendini koruma adına başkalarının haklarına zarar verecek biçimde davranmadır. Saldırgan, istekleri tehlikeye girdi mi, elde etmek için saldırıya geçer ve karşımızdakine zarar verir. Kendisi de zarar görür. Kendi sınırlarına duyarlı ancak muhatabının sınırlarına karşı duyarlı değildir. Genelde cezalandırıcı, düşmanca, suçlayıcı ve aşırı talepleri vardır.

· Çekingen tutum: Gerçek duygularını saklar ve sırf sorun çıkmasın diye haklarından, fedakârlık eder. Çoğunlukla sadece kendisi zarar görür. Sınırlarını koruyamaz. Sonuç kötü iletişim ve bozuk insan ilişkileri.

· Atılgan (güvenli) tutum: Etkileşimde bulunulan kişiye karşı duyarlı olmaktır. Hem kendi haklarına hem de başkalarının haklarına saygılıdır. Sınırlarının farkındadır. Kendi sınırını korur. Kimsenin sınırına tecavüze kalkışmaz. İsteklerini ve duygularını dürüstçe belirtir. Sonuç iyi iletişim ve sağlıklı insan ilişkileri.

h)Aynı Anda İki İşi Birlikte Yapmaya Kalkışmamak: İnsan genellikle, iki işi aynı anda tam olarak yapamaz. Bir iş yaparken birinin bize söylediklerini anlayamayabiliriz. Nitekim böyle bir durumda anne-babamız “oğlum/kızım su istemiştim” der, oysa biz, böyle bir şeyi asla hatırlamıyoruzdur. Yalnız bir konuya yoğunlaşıp ve tek bir iş yapmalıyız.

I) Öfkeli İken İletişim Kurmama: Doğru ve etkili bir iletişim, uyanık ve bilinçli bir halde iken gerçekleşendir. Soğukkanlı olup. Öfkeli anlarda iletişim kurulmamalıdır. Kızgınlık ve öfke, düşünme etkinliğini zayıflatan bir duygudur. “Kötülük, düşünceye öfke bulaştığında doğar. ” ve “Hırs gelir göz kararır; hırs gider yüz kızarır, “sözleri bu yargıyı desteklemektedir.

i)Yargılamama, Durumu Açıklama Ve Duygularını Anlatma: Duyguların ifade edilmesini öğrenmeden etkili bir iletişim kurmak zordur. Duygularını ifade edebilen onları biriktirmez. Biriktirilen duyguların şiddeti artar. Bazı insanlar sadece olumsuz duygularını ifade etmede ustalaşmışlardır. Oysa önemli olan, olumsuz duygular kadar olumlu olanlarını da, ifade etmektir. Olumlu ve olumsuz duyguları ifade ederken, kendimizi kontrol etmeliyiz.

Tenkit yapmadan, insanları yargılamadan onları anlamaya çalışmalı sadece o konudaki duygularımızı anlatmalıyız. Hata değil, çare bulmalı, sadece soruna değil, çözüme de odaklanmalıyız. Hata bulmak, eleştirmek ve yargılamak iletişimi koparmanın en kestirme yollarındandır.

Bu Yazının Çoğu Bölümleri İnternetten Değişik Kaynaklardan Derlenmiştir. Emeği Geçen Herkeze Teşekkür Eder, Kul Hakkından Allaha Sığınırız.

Selametle
 

G3nzo

Moderator
Katılım
20 Eyl 2012
Mesajlar
1,992
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Bro :z Sosyalleşsin burdkilerde biraz :D
 

WilliamD4RK

Özel Üye
Katılım
20 Eyl 2012
Mesajlar
833
Tepkime puanı
0
Puanları
0
:D knk okuduysan ipne olayım :D
 

G3nzo

Moderator
Katılım
20 Eyl 2012
Mesajlar
1,992
Tepkime puanı
0
Puanları
36
:z olsun olum adam o kadar emek harcamız copy pass yapmış bizde yorum yapalım ayıp kaçmasın :D
 

WilliamD4RK

Özel Üye
Katılım
20 Eyl 2012
Mesajlar
833
Tepkime puanı
0
Puanları
0
:D tebrikler arkadaşım Süper :D yazı :D demi knk :D Virgülü Virgülüne okuduk :D
 
Üst
Copyright® Ajanlar.org 2012