Nefer
Spys-Z
- Katılım
- 25 Eyl 2012
- Mesajlar
- 340
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
S.a ;
Bu yazımızda arkadaşlar herhangi bir programlama bilgisi bilmeden sadece akıl kullanarak insanların şifrelerini nasıl kırarız ya da gizli bilgilerine nasıl ulaşırız sorularını bir örnekle anlatmaya çalıştık.
Şifre Kırmak
1978 yılında bir gün Rifkin, Pasifik Hisseteri’nin yalnızca yetkili per-sonelinin girebildiği ve odadakilerin her gün milyarlarca dolar tutarındahavale gönderip aldıkları havale odasına doğru yollandı. Ana bilgisayarın çökmesi olasılığına karşı, havale odasının verileri içinyedekieme sistemi geliştirecek bir şirkette sözleşmeli olarak çalışıyordu.Bu görevi, banka yetkililerinin havaleleri nasıl gönderdikleri de dahil olmaküzere, tüm havale süreçlerini öğrenmesini sağlamıştı. Her sabah havaleyapmaya yetkili banka çalışanlarına, havale odasını aradıklarında kullan-maları için, özenle korunan günlük bir şifrenin verildiğini öğrenmişti.
Güvenliğin En Zayıf Halkası
Havale odasındaki memurlar her gün değişen şifreyi ezberlemek içinkendilerini yormuyorlardı: Şifreyi küçük bir kâğıda yazıp kolayca görebile-cekleri bir yere asıyorlardı. Kasım ayının tam o gününde Rİfkin’in odayıziyaret etmesinin özel bir nedeni vardı. O kâğıda bakmak istiyordu.Havale odasına gelerek, çalışma süreçleriyle ilgili notlar aldı; güyayedekieme sisteminin olağan sistemlerle tam olarak Örtüştüğündenemin olmak istiyordu. Bu sırada asılı kâğıttaki güvenlik şifresini gizliceokudu ve ezberledi. Birkaç dakika sonra dışarı çıktı. Daha sonrasöylediğine göre, o an kendini piyangoda büyük ikramiyeyi kazanmışgibi hissetmişti.
Bir De İsviçre’deki Şu Banka Hesabına…
Öğleden sonra saat üç sularında odadan çıkmış, doğruca binanınmermer kaplamalı girişindeki telefon kulübelerine gitmiş, telefona jetonatarak havale odasının numarasını çevirmişti. Sonra, telefonda başkabir kılığa bürünmüş, kendini, banka danışmanı Stanley Rifkin’den,bankanın Uluslararası İşlemler Birimi’nin bir çalışanı olan MikeHansen’a dönüştürmüştü.Bir kaynağa göre, yapılan görüşme aşağıdaki gibi gelişmişti:”Merhaba, ben Uluslararası İşlemler’den Mike Hansen,” dedi Rifkin,telefonun diğer ucundaki genç kadına.Kadın ofis numarasını istedi. Bu olağan bir soruydu ve Rifkin hazır-lıklıydı: “286,” dedi.Kadın sonra “Peki, şifre nedir?” diye sordu.Rİfkin’in adrenalinin etkisiyle zaten hızlı atan kalbi o anda iyice hız-landı. Duraksamadan yanıtladı, “4789.” Sonra havale talimatlarını ver-meye başladı: New York Irving Yatırım Ortaklığı’ndan Zürih VVozchodHandels Bankası’ndaki hesaba yatırılmak üzere “tam olarak on milyoniki yüz bin dolar.” Bü hesabı önceden kendisi açtırmıştı.Kadın söylenenleri not edip, “Tamam, bilgileri aidim. Şimdi de birim-ler arası takas numarasına ihtiyacım var.” dediRİfkin’in başından aşağı kaynar sular döküldü; bu beklemediği birsoru, araştırmasında unuttuğu bir ayrıntıydı. Ama soğukkanlılığınıkoruyup her şey yolundaymış gibi davrandı ve hiç beklemeden cevap verdi, “Bir kontrol edeyim; sizi hemen ararım.” Bu kez bankanın başkabir birimini aramak için tekrar telefonda kılık değiştirerek havale odasın-daki bir çalışan gibi davrandı. Takas numarasını öğrendi ve genç kadınıyeniden aradı.Genç kadın numarayı aldı ve, “Teşekkürler” dedi. (Bu koşullar altında,teşekkür etmesi gerekenin aslında Rifkin olması gerektiği söylenebilir.
Amaca Ulaşılması
Birkaç gün sonra Rifkin İsviçre’ye uçtu, parasını aldı ve 8 milyondolarını bir yığın elmas karşılığında bir Rus acentasına verdi. Tekraruçağa bindi ve taşları bir para kuşağına saklayarak A.B.D. gümrüğün-den geçti. Tarihteki en büyük banka soygununu yapmıştı ve bunu birsilah, hattâ bir bilgisayar bile kullanmadan gerçekleştirmişti. Tuhaf olan,işlediği suçun bir süre sonra “en büyük bilgisayar dolandırıcılıkları”başlığı altında Güinness Rekorlar Kitabı’nın sayfalarında yer almasıydı.Stanley Rifkin’in insanları aldatma sanatında kullandığı bu beceri veteknikler bütününe artık
toplum mühendisliği diyoruz. Aslında bu iş içingerekenler özenli bir planlama ve iyi laf yapma yeteneğinden ibaret.
Selametle.
Bu yazımızda arkadaşlar herhangi bir programlama bilgisi bilmeden sadece akıl kullanarak insanların şifrelerini nasıl kırarız ya da gizli bilgilerine nasıl ulaşırız sorularını bir örnekle anlatmaya çalıştık.
Şifre Kırmak
1978 yılında bir gün Rifkin, Pasifik Hisseteri’nin yalnızca yetkili per-sonelinin girebildiği ve odadakilerin her gün milyarlarca dolar tutarındahavale gönderip aldıkları havale odasına doğru yollandı. Ana bilgisayarın çökmesi olasılığına karşı, havale odasının verileri içinyedekieme sistemi geliştirecek bir şirkette sözleşmeli olarak çalışıyordu.Bu görevi, banka yetkililerinin havaleleri nasıl gönderdikleri de dahil olmaküzere, tüm havale süreçlerini öğrenmesini sağlamıştı. Her sabah havaleyapmaya yetkili banka çalışanlarına, havale odasını aradıklarında kullan-maları için, özenle korunan günlük bir şifrenin verildiğini öğrenmişti.
Güvenliğin En Zayıf Halkası
Havale odasındaki memurlar her gün değişen şifreyi ezberlemek içinkendilerini yormuyorlardı: Şifreyi küçük bir kâğıda yazıp kolayca görebile-cekleri bir yere asıyorlardı. Kasım ayının tam o gününde Rİfkin’in odayıziyaret etmesinin özel bir nedeni vardı. O kâğıda bakmak istiyordu.Havale odasına gelerek, çalışma süreçleriyle ilgili notlar aldı; güyayedekieme sisteminin olağan sistemlerle tam olarak Örtüştüğündenemin olmak istiyordu. Bu sırada asılı kâğıttaki güvenlik şifresini gizliceokudu ve ezberledi. Birkaç dakika sonra dışarı çıktı. Daha sonrasöylediğine göre, o an kendini piyangoda büyük ikramiyeyi kazanmışgibi hissetmişti.
Bir De İsviçre’deki Şu Banka Hesabına…
Öğleden sonra saat üç sularında odadan çıkmış, doğruca binanınmermer kaplamalı girişindeki telefon kulübelerine gitmiş, telefona jetonatarak havale odasının numarasını çevirmişti. Sonra, telefonda başkabir kılığa bürünmüş, kendini, banka danışmanı Stanley Rifkin’den,bankanın Uluslararası İşlemler Birimi’nin bir çalışanı olan MikeHansen’a dönüştürmüştü.Bir kaynağa göre, yapılan görüşme aşağıdaki gibi gelişmişti:”Merhaba, ben Uluslararası İşlemler’den Mike Hansen,” dedi Rifkin,telefonun diğer ucundaki genç kadına.Kadın ofis numarasını istedi. Bu olağan bir soruydu ve Rifkin hazır-lıklıydı: “286,” dedi.Kadın sonra “Peki, şifre nedir?” diye sordu.Rİfkin’in adrenalinin etkisiyle zaten hızlı atan kalbi o anda iyice hız-landı. Duraksamadan yanıtladı, “4789.” Sonra havale talimatlarını ver-meye başladı: New York Irving Yatırım Ortaklığı’ndan Zürih VVozchodHandels Bankası’ndaki hesaba yatırılmak üzere “tam olarak on milyoniki yüz bin dolar.” Bü hesabı önceden kendisi açtırmıştı.Kadın söylenenleri not edip, “Tamam, bilgileri aidim. Şimdi de birim-ler arası takas numarasına ihtiyacım var.” dediRİfkin’in başından aşağı kaynar sular döküldü; bu beklemediği birsoru, araştırmasında unuttuğu bir ayrıntıydı. Ama soğukkanlılığınıkoruyup her şey yolundaymış gibi davrandı ve hiç beklemeden cevap verdi, “Bir kontrol edeyim; sizi hemen ararım.” Bu kez bankanın başkabir birimini aramak için tekrar telefonda kılık değiştirerek havale odasın-daki bir çalışan gibi davrandı. Takas numarasını öğrendi ve genç kadınıyeniden aradı.Genç kadın numarayı aldı ve, “Teşekkürler” dedi. (Bu koşullar altında,teşekkür etmesi gerekenin aslında Rifkin olması gerektiği söylenebilir.
Amaca Ulaşılması
Birkaç gün sonra Rifkin İsviçre’ye uçtu, parasını aldı ve 8 milyondolarını bir yığın elmas karşılığında bir Rus acentasına verdi. Tekraruçağa bindi ve taşları bir para kuşağına saklayarak A.B.D. gümrüğün-den geçti. Tarihteki en büyük banka soygununu yapmıştı ve bunu birsilah, hattâ bir bilgisayar bile kullanmadan gerçekleştirmişti. Tuhaf olan,işlediği suçun bir süre sonra “en büyük bilgisayar dolandırıcılıkları”başlığı altında Güinness Rekorlar Kitabı’nın sayfalarında yer almasıydı.Stanley Rifkin’in insanları aldatma sanatında kullandığı bu beceri veteknikler bütününe artık
toplum mühendisliği diyoruz. Aslında bu iş içingerekenler özenli bir planlama ve iyi laf yapma yeteneğinden ibaret.
Selametle.